Dizilerde yeni bir akım var: Güney Kore dizilerini bize uyarlamak. O kadar tükettik ki her şeyi konu bulamıyor, Kore dizilerine saldırıyoruz ama oluyor mu? Olmuyor. En iyi uyarlama bile bir yerden sonra eğreti durmaya başlıyor. Neden? Güney Koreliler mutlu insanlar, bizim gibi ajitasyonun dibine batmış, entrika meraklısı değiller. Doğalarında tuhaf bir mutluluk hali var, bizde ise tam tersi. Biz mutlaka kendimize dert edecek, mutsuz olacağımız şeyler buluruz. Durum böyle olunca da kelimelerin sonunu uzatarak vurgu yapan Güney Koreli dostlarımızın dizileri bize pek oturmuyor.
Alternatifimiz net dizileri. Daha özgür, daha gerçekçi ve daha kısa. Bu sayede gereksiz uzatma sahneleriyle ve olmadık bir dünyayı bize kabul ettirmekle uğraşan da olmuyor. Dan dan vuruyor yüzüne anlatılmak istenen. Zaten yakında TV de dizi sezonu da baya bir azalacak bu akım sayesinde. Dizi dünyasına yeni bir soluk geldi, kesinlikle destekliyorum.
Dönelim yine TV dizilerine, Güney Kore zorlaması olmayan, bizden hikayelerde ille bir çocuk kullanma derdiniz nedir cidden anlamıyorum. Çok mu sevimli olduğunu düşünüyorsunuz, seyirciyi çok mu ilgilendiriyor? İnanın ki hayır. Konunun temelinde çocuk hikayesi yoksa, araya çocuk sıkıştırmanın hiçbir anlamı yok. Özellikle yeni izleyici kitlesini yakalamak istiyorsanız, yani daha iyi eğitimli, daha modern ve zaman karşı yaşayan günümüz insanı, kendine yakın hikayeler izlemek istiyor. Buna da araya sıkıştırılmış, zorla sevimli gösterilmeye çalışılmış çocuklar dahil değil.
Bir de o çocukların sonraki durumları var. Buna en iyi örnek Öyle Bir Geçer Zamanki'de rol alan Emir Berke Zincidi. Bir ara her yerdeydi, şimdi yok. Bunu gel de küçücük bir çocuğa açıkla hadi. Ona neden artık daha az teklif geldiğini, neden gelen tekliflerin eskisi kadar kaliteli olmadığını açıkla. Çocuk yıldız olma durumu çok tehlikeli ve psikolojik olarak büyük yıkımlara yol açabilecek bir durum. Çocuk büyüdükçe eski sevimliliğini kaybedebiliyor ve durum böyle olunca da sektör kolayca elinin tersiyle itebiliyor onu. Bunu çocuğa açıklamak da aileye kalıyor, zor bir durum. Bu yüzden bence her diziye ille bir çocuk karakter koyma çabasından artık vazgeçin. Bizimki gibi kolay tüketen, kolay sıkılan bir toplumun önüne atılamayacak kadar masumdur çocuklar.
Yaz ayları malum yaz dizilerinin baskın ayı. Bu aylarda da yine zorlama aşk hikayeleri yerine daha gerçekçi, belki daha farklı konular olsa ilgimizi çekmeyi başarabilirsiniz. Mesela bizim neden korku ya da gerilim dizilerimiz yok? Neden baya bir gizemli acaba ne olacak diğer bölüm diyeceğimiz dizilerimiz yok da, hep bir romantik komedi, vıcık aşk hikayeleriyle yine vıcık komediler sarıyor yazın ekranı? Bence buna da kafa yormak gerek. Bir de kasıntı ve zengin, karizmatik erkek patronun yanına çalışmaya gelen sevimli kız hikayeleri de artık çok uzadı. Kiralık Aşk tuttu diye bu yıl da aynı ikilinin değişik şekillerde karşımıza çıkmış versiyonlarını görüyoruz. Dolunay gibi... Bu zaten denendi, oldu tamam. Farklı ve iyi seyirliklerle karşılaşmak ümidiyle...
Yorumlar