Rüyalar... rüyalar... her gece görürüz bazen hatırlar bazen unuturuz. Hiçbir anlamı olmayan hatta kendinizi kendiniz olarak bile görmediğiniz rüyaların yanında gelecekten endişe verecek şekilde haber veren rüyalar da görüyoruz. Tanıdığımız birinin ölümünden tutun, yakında alacağınız bir habere hatta uzun süredir görmediğiniz arkadaşınızın başına gelecek olaylara kadar gelecekten haber aldığımız olur. Çoğu zaman da tersi çıkar rüyaların, kişi kendi rüyasından alması gerektiği mesajı almayı başarır rüyalarını tanıdıkça.
8 Saniye rüyalardan aldığı mesajlarla hayatını yönlendiren bir kadının, önce kendi ayakları üzerinde bir türlü duramayışını ve hep kendisini kollayacak, koruyacak birini aramasını, buna bağımlı olmasını ardından da aslında kendi ayakları üzerinde durabileceğini ve kendinden başka kimseye ihtiyacı olmadığını bazı acı ve ilginç deneyimlerle öğrenmesini anlatıyor. 8 saniye bir kadın filmi yani bir kadının mücadelesi. Esra İnal'ın gerçek hayatından esinlenerek yapılan film, tamamen onun yaşadığı anılardan ve gördüğü rüyalardan yola çıkılarak yapılmış. Filmin yönetmeni Ömer Faruk Sorak, aklında rüyalarında gördüğü adama aşık olan bir kadının rüyalarını yönetip, rüya aleminde kalma hikayesinin filmini çekmek olduğunu ve rüya yönetimi ile ilgili deneyimi olan Esra İnal ile bu şekilde tanıştıklarını söylüyor. Esra'nın hayatı daha ilginç gelince onun hayatını film yapmaya ve baş rolünde de Esra'nın oynamasına karar veriyor.
8 Saniyenin ilk önce karşımıza rüyalarla bezeli, rüyalarını kendisine pusula edinmiş bir kadını çıkartıyor ve bu özelliği ile izleyicide "ben de rüyalarımda mesajlar alıyorum, demek ki yalnız değilim" algısı uyandırarak izleyiciyi yakalamayı başarıyor.
İkinci vurucu darbeyi
bir kadının kendi hayatının kontrolünü ele geçirmesi mücadelesiyle kazanıyor. Evet çok işlenen bir konu ve aslında rüya gerçekliği ve Esra'nın metafizik yeteneğini bir kenara bırakırsak, karşımıza sıkça çıkmış olaylar yığınıyla karşılaşıyoruz. Eşi ve eşinin ailesinin baskısıyla karşılaşmak, genç kızlık zamanında evdeki eniştesinin baskısına karşı çıkmak ve bir anlamda bundan kaçmak için evlenmek. Evlendikten sonra aynı baskılar nedeniyle istediklerini yapamaması ve ben kendi ayaklarım üzerinde duracağım diyerek, Almaya'da yaşayan genç Türk kadınının boşanması, iş bulup çalışması ancak yine yanlış bir adama aşık olup onun egemenliğinde başka yanlışlara yönelmesi.
Bu konular dediğim gibi sıkça karşılaştığımız kadın temalı film konuları ancak 8 Saniyeyi ilginç kılan rüyaların fazla geçekçi mesajlar içermesi, Esra İnal'ın duvarın ardını görebilecek bir algıya erişmesi sonucu kendi isteğiyle bir süre akıl hastanesinde yatması ve yine kendi kararıyla hiçbir erkeğe ihtiyaç duymadan kendi kendine bakabileceğini keşfetmesi. Filmin başka bir ilginç konusu ve konuğu ise Esra'nın rüyalarında sıkça gördüğü ardından tanışma fırsatı bulduğu ünlü yazar- düşünür Don Miguel Ruiz. Bana göre de Türk-Alman ortaklığında yapılmış filmlerin devamı gelmeli çünkü kalite ve anlatım açısından seyircisini çok tatmin ediyor ve bu sayede de Almaya'da oyunculuk yapan Türk yetenekleri keşfetmiş oluyoruz bu filmde buna en iyi örnek Fahri Yardım.
Filmin Künyesi:
Yönetmen: Ömer Faruk Sorak
Senaryo: Esra İnal, Nuran Evren Şit
Oyuncular: Esra İnal, Fahri Yardım, Fırat Çelik, Salih kalyon, Mehmet Kurtuluş, Demet Gül, Yılmaz Erdoğan
Yapım Yılı ve Yeri: 2015 Türkiye-Almanya
Yorumlar