Çünkü biz zoru, bizi zorlayanı, yoranı severiz. Kolay
anlaşılırı değil, karışık olanı, kafamızı karıştıranı, öfkeden çıldırtıp, tek
bir sözle gönlümüzü almasını bileni severiz. İki dakika sonra ne yapacağı, ne söyleyeceği,
ne tepki vereceği belli olmayan adamlardan etkileniriz. Biz acıya, öfkeye,
tutkuya, kavgaya, kışkırtılmaya aşığız. Biz aşka aşığız, aşk da işte bunların
güzelce kokteyl yapılmış ve süslenip önümüze konmuş hali.
Kadınlar, arıza erkek sever doğrudur ama erkekler de arıza
kadın sever. Kolay anlaşılır olandan çok karışık olan, yoran, yorduran
caziptir. Belki ilişkiyi ilişki yapan, aşkı aşk yapan da bu kapışmalardır. Arıza
erkekle uzun bir ilişki yaşanmaz, evlenilmez, mutlu olunmaz sadece onunla olunur
ve dayanılabilindiği kadar dayanılır, sonra herkes yoluna devam eder. Arıza
erkekle aşk, tutku, cinsellik yaşanır, kavga edilir, barışılır, sonra yine
ayrılınır, yine barışılır… Bu sizi tüketinceye kadar sürer ve bir gün biter
çünkü bitmelidir. Arıza erkek, başka bir kadının uğraşması için serbest
bırakılır tıpkı bir türlü çözülemeyen bir puzzle gibi.
Yorumlar