Uzun süredir Güney Kore filmi izlemedim ( genelde korku
filmlerini izlerim) dedim ve bir Güney Kore filmi seçtim. Romantik komedileri de
acıklı aşk hikâyelerini hiç sevmem ama başına bakıp takıldım bu filme.
Önce
tanışmaları ilgimi çekti, sonra tavırları, sıcaklıkları, hikâyeye sürüklenişimi
anlayamadım bile, baktım baya oturmuş izliyorum filmi. La Paloma’nın sıcak
melodisi ayrı yakaladı beni, oyuncuların doğallıkları ayrı. Bir de kelimelerin
sonunda “deee” Diye uzatıp vurgu yapışları ayrı bir şirin geldi bu aşk
filminde. Ben aşk filmlerini sevmem, içine acı, ayrılık, hastalık gibi unsurlar
girince iyice sinir olurum. Kolay kolay etkilenmem, ağlamak mı? Mümkün değil
ama bir baktım bu filmin sonunda benim bile gözlerim dolmuş, inanamadım. Uzun süredir böyle sıcak ve içime işlemeyi
başaran bir film izlememiştim. Sonra öğrendim ki A moment To Rebember, Özcan Deniz
ve Fahriye Evcen’in başrollerinde oynadığı Evim Sensin’in orjinaliymiş. Tekrar
çekimi yapılacaksa bir filmin, hele ki bu filmin, cesaret ister doğrusu,
emeklerinden ve cesaretlerinden dolayı Özcan Deniz’i kutlarım. Aynı duyguyu
vermek çok zordur hele ki Güney Korece konuşulan, tamamen yabancı bir kültürün
filmi bu kadar işlemeyi başarıyorsa seyirciye, orada bir durup düşünmek gerek, gölgesinde
kalır mı tekrar çekilmiş hali diye. Türk versiyonu baştan sona izlemedim, ileri
alarak şöyle bir baktım. Bazı yerleri değişse de büyük çoğunluğu aynı çekilmiş,
ama sadece çekilmiş. Belki Güney Kore versiyonunu izlemeseydim daha çok
beğenirdim ama orjinalinin etkisini yakalaması zor gibi geldi bana.
İzlemeyenlere tavsiye ederim A Moment To Rebember, yani Güney Kore versiyonunu
tabii ardından Evim Sensin’i izleyip benim gibi düşünecekler mi merak ediyorum.
Yorumlar