YENİ İHTİMALLER UĞRUNA


Ne çok şeyden vazgeçtik yeni ihtimaller üzerine kurduğumuz hayatlarımızda.

Okullar, arkadaşlar, evler, kentler, aşlar vardı terk ettiklerimiz arasında.

Yeni uğruna eskiyi bir kalemde sildik attık. Yaşamadıklarımıza yaşamışlıklarımızı feda ettik. Ve tabi yenildik hayat koşusunda çoğumuz.

Yıllar hızla geçip gitti.

Hayallerimiz gerçekleştikçe feda ettiklerimiz acıttı canımızı sevinemedik.

Ve bir zamandan sonra geri dönmek istedik terk ettiklerimize. Tıpkı eskiden olan aynı hevesle bu kez tersine. Büyük kentlerden, doğup büyüdüğümüz küçük sakin kasabalara kaçma hayalleri kaplamaya başladı zihnimizi.

Dinlenme dingin, sade ve mutlu bir hayat sürme isteği geri dönüş biletimiz oldu.

Bir çoğumuz başaramadı dönmeyi. İçine girdiği ve çıkışı bir türlü bulamadığı kısır döngüsünden. Dönenleri ise daha acı bir tecrübe bekliyordu çoğu zaman.

Bıraktıkları kasaba değişmiş, deniz kenarını beton kaplamış ama sadece denizi hedef almakla kalmamış insanların yüreğine de bulaşmış o beton. Daha hissiz, aldırmaz, düşünmez olmuşlar.

Evlerden eser kalmamış yerine ev demeye dilin varmadığı yüksek apartmanlar dikilmiş acımasızca.

Küçüklüğünüzde bahçesinde oynadığınız komşu teyze çoktan ölmüş. Yaşayanlar ise sizi çoktan unutmuş.

Bırakıp yeni umutlara yelken açtığınız aşkınıza ‘’keşke beni affetse’’ demek için bile çok geç kalmışsınızdır. Yeni bir hayat kurmuş, onun belleğinde de unutulanlar bölümüne tayininiz çıkmıştır yıllar önce.

Peki şimdi?

Nereye gidecek ya da döneceksiniz?

Ne gelecek umutlu ne de geçmiş huzurlu değildir artık.

Hep bir yerlere gitme arzusu duyuyoruz kaçma, başka hayatlarda, başka kentlerde hatta başka ülkelerde yaşama hayali.

Peki ama bu bizi mutlu ediyor mu? Edecek mi?

Böylesi bir risk geçmişi, bizi saran hayatı terk etmeye değer mi? Ya pişman olur da dönecek yerimiz kalmazsa…

Yorumlar