BAŞKA BOYUTTAN AŞK



Uzun yıllar önce anneannem genç bir bayan iken ağaçlar arasında büyük bir köşkte yaşıyormuş eşi ve ailesiyle.

Büyükbabam askere gitmiş. O ise evde ailesiyle kalıp çocuklarına bakıyormuş.

Bir akşam, yıkadığı bulaşığın kaynar suyunu incir ağacının dibine dökmüş ve bir çığlık duymuş derinden.

Eve gelmiş bir süre sonra gece evdeki büyük aynada hayatında görmediği ve göremeyeceği kadar,sözlerin anlatmaya yetmediği, yakışıklı bir adam görmüş merdivenlerden inerken.

Saçları beline kadar uzun, siyah saçlı bu yakışıklı adam, başka bir dünyadan bakıyormuş gözlerine.

Anlattığına göre, ilk görüşte aşık olmuş bu adama. Ama bu güzel bir aşk hikayesi değilmiş kuşkusuz, çünkü bu doğa üstü varlık intikam almak için peşindeymiş büyükannemin.

Bana anlatılana göre türlü eziyetler ve korku filmlerinde duyduğumuz hikayeler hakim olmuş hayatına.

Benim çocukluğum bunları dinleyip korkmakla geçti diyebilirim.

Anneannemi kurtarmak için zamanın en meşhur hocasına götürmüşler, ama anneannem, adını söylerse bu güzel cinin öleceğini bildiği için, saklamış hocadan sırf aşkı için.

Üstelik onu sevmek yerine korkutan, aynaların ardında kalan bir varlık için. Uzun yıllar bu böyle sürmüş ta ki artık çocuklarının da hayatının tehlikede olduğa karar verip adını itiraf edene kadar.

Ondan bahsederken hala korku ve hüzün ile karışık bir bakış hakim olur gözlerine, adını çocukluğumdan beri milyonlarca kez sormama rağmen bir kez bile söylemedi ne bana ne de bir başkasına.

Bazen geceleri çığlık attığını duyarım, hala uyurken aynaları kapatır, hatta aynalı bir yerde bulunmaz,''güzeldi'' der ondan her bahsedişinde ''öyle güzeldi ki yüzüne bakmaya kıyamazdın''

Bu hikayeyi başka biri anlatsaydı ona inanmazdım mutlaka ama annanemin yüzünde bu aşkın izlerini görmek mümkün ve yıllardır kendime sormaktan vazgeçmediğim bir soruyu tekrarlatıyor bana bu konu; aşk gerçekten sınır, mekan, zaman, dünya ve tür tanımaz mı?

Yorumlar